Salı, Aralık 15, 2009

Kaptan Serdar'ı Izlerken..


Son yıllarda daha çok düşünür hale geldim. Bu kent için, karşılığını beklemeden, kendinden bir şeyler vererek, kendini aşarak, ruhunu, kalbini ortaya koyarak mücadele eden, elinden gelenin fazlasını vermeye çalışan kaç insan sayabilirsiniz?.. Hemen herkes, bu kenti ve bu kentin kurumlarını, ucundan kıyısından tırtıklamak için çalışmıyor mu?.. Kimi siyasi rant peşinde, kimi maddi çıkar peşinde koşmuyor mu?.. Karşılık beklemeden, çıkar hesabı yapmadan, yaralı parmağa idrar veren kaç kişi kaldı bizim şehrimizde?.. Pazar günü, Kocaelispor-Mersin İ.Y. maçını, gazetede televizyondan izledim. O ağır sahada, Kocaelispor ve kent açısından çok önem taşıyan bir maçta, Kocaelispor takımının Kaptanı Serdar Topraktepe"nin performansını izlerken, İşte budur dedim. Çok ağır, her tarafı sularla kaplı bir zemin. Kocaelispor kaptanı Serdar, 30"u çoktan aşmış bir futbolcu. Üstelik, yıllardır bu kulüpten doğru dürüst para almamış. Birlikte oynadığı takım arkadaşlarının büyük bölümü çocuğu yaşında. Kulübün hali ortada. Serhan Gürkan, O.N. Yaman gibi adamlar Başkan olmuş, kulübü tırtıklamışlar. Yönetici geçinenlerin çoğu Kocaelispor"u kullanmışlar. Hatta, Damarımı kessen, Yeşil-Siyah akar diye bağıran taraftarların bir bölümü bile, Kocaelispor"u geçim kapısı yapmışlar. Serdar, Türk futbolunun uçarı adamlarından biri. Gezmeyi, tozmayı, yaşamayı sever. Futbolda zirveyi de gördü. Yeri geldi, sıradan futbolcu da oldu. Bu yıl, hadi bilemediniz gelecek yıl, Serdar"ın aktif futbolculuktaki son dönemleri. Beklentisi yok. Kariyer kaygısı yok. Bu kulüpten, emeklilik tazminatı bile alamayacağını da biliyor. Ama Kocaelispor için olağanüstü önem taşıyan maçta, Serdar Topraktepe, kaptan olmanın, Kocaelisporlu olmanın, insan olmanın, olağanüstü bir örneğini verdi. Profesyonelliğini bir kenara bıraktı. Ruhunu koydu, kalbini koydu. Maçı dikkatle izledim. Serdar önemli hatalar yaptı. Top kaybetti. Maç golsüz devam ederken, çok önemli bir fırsatı kaçırdı. Eminim, iki metreden topu boş kaleye sokamadığı o pozisyonda da aşarı heyecanının ve motivasyonunun kurbanı oldu. Serdar, maç boyunca, en az 10 kez, çamurun içine, buz gibi havada donmak üzere olan saha içindeki gölcüklerin içine düştü. Sırılsıklam oldu. Televizyon ekranından bile nasıl yorulduğu, fizik gücünün nasıl tükendiği, nasıl dilinin dışarı çıktığı açıkça görülüyordu. Herhalde O Mersin maçı sonrasında, Kaptan Serdar birkaç gün yataktan çıkamayacaktır. Buna rağmen, 78 nci dakikada kendini boşa çıkarttı, topla buluştu, rakip ceza sahasına girdi. Korktum, artık gücü yetmeyecek, kaleci ile karşı karşıya olmasına rağmen topa vuramayacak, devrilecekti. Serdar, burada da aklını kullandı. Arkadan gelen rakibi dokunduğu anda, kendisini çok güzel biçimde yere attı. Takıma hayati penaltı kazandırdı. Serdar, egosunu yenemeyebilir, Bu takımın kaptanı, golcüsü benim diyerek, penaltıyı atmak da isteyebilirdi. Kimse sesini çıkartmazdı. Bunu da yapmadı. Kendisini saha dışına taşıdı. Genç arkadaşlarına yetkiyi, sorumluluğu verdi. Penaltıyı Onur kullandı, hayati bir gol kazandırdı. Pazar günkü maçın ardından, Kocaelispor konusunda ilk kez içimde bir umut ve iyimserlik var. Muammer Çelik"in, bu kulübü, bu takımı koşulsuz sevdiğini biliyorum. Başkanlık görevine talip olurken, yola çıkarken, kendisiyle sık sık konuşma imkanını da buldum. Kafasının bastığı insanları yönetime alması konusunda destek verdim: Abi, bu kulübü batırdılar. Bu memleketin evladı dediğimiz insanlar soydu. Siyaset ilgilenmedi. Rezil ettiler. Bundan sonra, şunun kaşı kara, bunun ağzı yamuk bakamayız. Kim para verecekse, kim karşılıksız iş yapacaksa, al yönetime. Başka çaremiz yok diye de kendisine destek verdim. Şimdi Muammer Çelik"in sevgisi ve inadı, kararlılığı, Serdar Topraktepe gibi bir kaptanın liderliğinde, bu takımın kurtulabileceği konusunda umudum var. Kaptan Serdar, pazar günü büyük bir örnekti. Serdar tipinde, ununu elemiş, eleğini asmış, futbolculuk kariyeri boyunca aslında neredeyse hiçbir maçta pek fazla hırs yapıp, kendisini paralamamış bir futbolcu, üzerindeki formanın hakkını böyle verebiliyorsa, bu takım kurtulabilir. Dünyanın bütün kulüplerinin efsane isimleri var. Fenerbahçe"de Lefter, Cemil Turan; G.Saray"da Metin Oktay, Fatih Terim; Beşiktaş"ta Baba Hakkı, Vedat, Yusuf, Sergen; Bayern Münih"te Beckenbauer, Ajax"ta Cruyf, daha pek çok kulüp ve pek çok isim sayılabilir. Serdar Topraktepe, bence geçen pazar günü Mersin maçındaki inanılmaz özverisi, maçı kazanmak için yaptığı büyük fedakarlık ve gücünün son zerresine kadar sahaya koyuşu ile kulüp tarihine geçmiştir. Eğer Kocaelispor bu sezon bu ligde kalır, sonraki yıllarda eski parlak günlerine döner ve günün birinde modern bir stadı, bu stadın içinde bir kulüp müzesi olursa, o müzenin girişine, bütün genç futbolculara örnek olsun diye, Serdar"ın bir heykeli konulmalı, altına da Kocaelispor Kulübünün makus talihinin belki de dönem noktası olan Mersin İ.Y. maçının tarihi (13.12.09) yazılmalıdır. Herkesin bir yerinden tırtıkladığı, herkesin çıkar hesabı yaptığı bir kentte, pazar günü Kaptan Serdar Topraktepe, anlayabilenler için bir örnek oldu. Bir büyük ders verdi. Çamura bulandı, buz gibi suyun içinde defalarca yuvarlandı. Para yok, pul yok, kariyer beklentisi yok. İnsanlık budur. Adamlık budur. Haydi Kaptan Serdar... Haydi Başkan Çelik... Kurtarın şu takımı... Bu kentin ölmediğini, bu kentin takımının daha aşağılara düşmeyeceğini kanıtlayın. Bizim üzerimize düşen görev neyse, söyleyin, biz de onu yapalım. Bu kentin daha fazla onursuzluğa, daha fazla sahipsizliğe tahammülü kalmadı.

Özgür Kocaeli Gazetesi/İsmet ÇİĞİT

Pazartesi, Ekim 12, 2009

AŞK-I GENÇLİK



2 sene şampiyonluğumuzu kutladığımız İzmir Atatürk stadı,rakip:Altay



Geçtiğimiz haftasonu yine yer ve takım aynı bu sefer Atatürk Stad'ında biletli seyirci sayısı 1618

Nerden nereye geldik derken 9 kişi kalmıştık bile fark olacağını tahmin ettiğimiz maçı 1-0 penaltı golüyle kaybettik ne yazık ki...

Bu hafta rakip Antep BLD.
11 tane aslan yürek sahada inanılmaz mücadele etti.Maça aslında kötü başlamıştık.4.dakikada rakip Antep 2-0 önde olabilirdi.Kaptan yine sahneye çıkıp kabus olacak bir günü bayram havasına sokmuştu bile.İkinci golden sonra tribünlere koşup gol sevincini yaşaması ise deprem senesi Rize maçında aldığımız ilk galibiyet golünden sonra tribünlerde yaşanan çoskunun aynısıydı diyebilirim.Gençlerimizin onurlu ve şerefli mücadelesi devam ediyor biraz sağa sola kulak vermeseler daha yararlı olurlar bence !!!,onların sırtına yüklediğimiz ağırlığın farkındayız tabikide...


Acaba onların bu genç yaşta bu kente aşklarımı yoksa onların bu genç yaşta bize yaşattıklarından bizim onlara aşkımızmı daha ağır basıyor bilemiyorum ama her şartta bir gençlik aşkı olduğu aşikar.Bir parantez tabi ki kaşarlanmış aşklara inatla devam eden onurlu mücadele

Cuma, Eylül 18, 2009

NOSTALJİ



İzlediğim Kocaeli-Samsun maçlarında üstün taraf biz olsak bile bir türlü şanşımız tutmuyordu şu takıma.Hatta senenin birinde yenmiştik Samsun'u ama tahkim kurul kararı ile 3-0 mağlup ilan edilmiştik.Hatta bir sonraki hafta içerde Denizli maçı olabilir maçın büyük bölümde;
Tahkim Kurulu
İ..eler dolu
3 puanı aldı
Ne oldu ....

gibi bir beste söleyip durmuştuk.Süper lige son çıktığımız sene İzmit'te oynanan maçta 4-3 mağlup olmuştuk bizde topa bile vuramayan Burhan harika bir gol atmıştı.İzleyipte hafızamda kalan tek Samsun galibyeti ise deplasmanda yine çıktığımız sene 3-0 (taner 2,semavi)galip geldiğimiz maçtı.Çoğu tribüncü arkadaşlarımız şampiyon olduğumuz sene en çok zevk alınan deplasman hangisi sorusuna verdikleri yanıtların başındaydı Samsun deplasmanı.O şubat soğunda karlı yollarda 300-400 kişi Samsun'da yıllar boyunca 2.defa Kocaelispora boyun eğdiği maça canlı şahitlik yapmıştı.Genelde S harfi ile başlayan takımlarla biraz anlaşamayız Sarıyer,Sakarya,Samsun... onun için genelde bu takımla maçlarımız biraz daha heyecanlı geçer.En iyi günlerimizde bile şansımızın tutmadığı takımla en kötü günümüzde oynayacağız bakalım neler olucak.Bu sefer şans bizden yana olsa bari...





...gece gündüz,karda kışta...
9 şubat 2008

Perşembe, Eylül 17, 2009

Cehalet Asla Soru Sormaz


Ömer Buğdaycı,A2 takımımızın forması giyiyordu.Memleketi Diyarbakır'a gitti ve o senelerdir durmayan kan davalarının yeni bir tanesine ne yazık ki kurban oldu.Camiamızın ve Türk futbolunun başı sağ olsun.Kederli ailesine Allah sabır versin.

Hala en kötü şey, insanın kendi cehaletini tanımamasıdır. St.Jerome

Çarşamba, Eylül 16, 2009

İnanç ve Direnişe Devam



Şu kadrodan tanığımız oyuncu sayısı iki en fazla üçtür ama bundan önce tanınmış futbolculardan Kemallerden,Bülentlerden,Musalardan biraz daha geçmişe gidip ikinci ligte senelerce mücadele etmememizde pay sahibi olan onlarca ruhsuz topçudan daha çok yüreklerini ortaya koyan yaşları daha 17-18 civarındaki kardeşlerimizin mücadelesi takdir edilen cinsten.İnanıyorlar ve sonuna kadar direniyorlar.O formayı böyle savaşan,mücaedele eden,hakkını verenlerin giymesi tek temennimiz.Bu mücadele ile önümüzdeki haftalarda galibiyette gelecektir.Şu kadro öyle ya da böyle 3 haftadır yenilmiyor Körfez'e sahip çıkmayanlara duyrulur.

Direnişe devam Samsun'dan umduğumuzu alıp gelmek dileği ile...

Pazartesi, Eylül 14, 2009

Ruh Çağırma Seansları

yaşı 20 olmamış çoçukların sırtında o kutsal forma ve bu yaşta hayal bile edemedikleri Kocaelispor A takımı...İzmitlilik ruhu ile İzmitli abilerinin,kardeşlerinin beklentilerini karşılamak için yine varını yoğunu koyacaklar bu akşam sahaya.Bolu'da aldığımız beraberlik ne yetenek ne de kişisel becerilerle alındı sadece inanmak ve takım ruhu ile kazanıldı.Bu akşam umarız yine o ruh gelir...

ellerimiz fincan yerine atkıların üzerinde ve hep beraber ey ruhhh geldiysen 3 kere körfez gol gol gol....

bir umuttur insanı yaşatan

Bize bir umut lazım..

Adanaspor tarafından haftaiçi gelen sakatlık haberleri az da olsa "Acaba?" dedirtmişti bize ki,an itibariyle Mbilla'nın iyileştiği haberiyle karşılaştım Tribundergi'de.

Sahamızda oynayacak olmamız tabii ki bizim için bir avantaj,fakat bana göre bu maç Adanaspor açısından daha önemli,zira geçen haftaki Çaykur Rize mağlubiyeti sonrası camiada çatlak sesler başladı.Ayrıca bence bu maç itibariyle,Turuncu Kaplanlar'ın ligte nereye oynayacağı aşşağı yukarı şekillenecek maç sonucuyla.Tabii bunu konuşmak için daha çok erken olabilir,ama şu da bir gerçek ki ilk 2 yarışı ilk haftalardan başlıyor ve genellikle 4-5 haftadan sonra ligin gidişatı genelde belli oluyor.Bknz:5 yıllık kişisel Lig A tecrübesi.

Bize gelince,bizde yeni bir şey yok,ama yine de umut var.Yarın 11 yürekli adam canlarını dişlerine takıp oynayacaklar,biz de maç sonunda onları bağrımıza basıp alkışlayacağız.

Pazartesi, Temmuz 13, 2009

Yeni sezon..

Takimin dusmesi kesinlestiginden beri kimse yazmiyor,yazmak istemiyordu. Yeni adresimiz,Bank Asya Birinci Lig. Belki eskisinden daha gür cikmasi gereken bir donemde,kimsenin icinde umut yok. Takim dagilmis gidenlerin yerine,gelenlerin kalitesi ortada. Daha genc bir kadroyla yeni sezonu actik.. Yeni teknik direktorumuz Cihat Arslan oldu. Yardimciliklarini, Mert Korkmaz, Mustafa Sarigul, Fevzi Layic ve Tufan Das yapicak. Adanaspor'dan kaleci Ahmet Sahin,Kayseri Erciyesspor'dan Ali Camdali,Sakaryaspor'dan Levent Demiray'la,Erhan Yılmaz ve Denizlispor'dan kiralık olarak alinan Zafer Cevik ile resmi sozlesme imzaldik. Diger isimlerle gidenler asagidaki listede mevcut. Egerki armaya ve renklere asiksak,yine pesinde olucaz.. Artik yapilan hatalarin son bulmasi dilegiyle..

Gelenler: Ramal Hüseynov (FK Bakü), Emrehan Ceylan (Konya Şeker), Şamil Ünal (Sivasspor), Ersin Veli & Ali Çamdalı (Giresunspor), Ahmet Şahin (Adanaspor), Zafer Çevik (Denizlispor-Kiralık), Erhan Yılmaz & Levent Demiray (Sakaryaspor), Doğan Ateş (Kasımpaşa)

Gidenler: Taner Gülleri & N'Sumbu (İstanbul B.B), Akeem Agbetu (Sivasspor), Adem Çalık & Murat Hacıoğlu (Denizlispor), Kılıçarslan Kopuz & Levent Kartop (Altay), Berkay Samancı & Serkan Yanık(Bucaspor), Serdar Kulbilge (Gençlerbirliği), Ergün Teber, Ergin Yücetaş, Fatih Akyel, Emrah Kiraz, Maurice Ross

Pazartesi, Mayıs 04, 2009

Takım küme düşse de,taraftar şampiyon bu sene Sevda liginde.......


Cumartesi gecesi yola çıkmadan önce El clasico maçı var real madrid-barcelonayı konuk ediyor.Barça deplasmanda kralın takımı Real Madrid'e 6 gol atıyor.Evden ayrılırken bu takım olm küme düştü ne işin var taa Konyalarda falan bakışları arasında ufacık bir umut olsada yine dillerde ' gece gündüz karda kışta,renkler için düştük yola' bestesi eşliğinde acaba Barça gibi bir takımı tutsaydım acaba neler yapardım,nerelere giderdim,öyle bir takımım olsa acaba böyle ufak ümitlerle yaşarmıydım?sorusu geliyor insanın aklına.Acaba deplasman dediğin şey ne olurdu nasılsa bugunde galibiz,4-5 tane atarız gece gündüz renkler için düşmeye değer miydi yollara.Ama şu ilk aklıma gelen şeydi herhalde öyle bir takıma sahip olsak herhalde Ay'a falan çıkardık takımımız için.Ama biz takımızı şampiyonlar liginde sevmedik ki 2.ligte terkedelim

Maç istediğimiz gibi sonuçlanmadı ufacık ümitlerin yerini sinir,umutsuzca bakışlar,dert,keder aldı yürüdü.İki elimiz bu sefer bizim takım buraya ya da maç sonu bir pınarbaşı çekmek için kalkmadı,kalkan eller yaa gözyaşlarını silmek için ya da ellerini başının arasına alıp ne yapacağını bilemeyenlerindi.Dönüş yolu yine bize ızdırap olacaktı.600 km sanki bize bitmeyecek gibi geliyordu moral bozukluğundan bir şeyler yemek bile aklımıza gelmemişti.Dinlediğimiz şarkılarla iyice efkarlandık.

oğuzhan koç-gülben ergen; giden günlerim oldu
sezen aksu- kaybolan yıllarım,perişanım şimdi,seviyorum kahretsin,silemezler gönlümden....
ebru gündeş kaçak şarkısını sölerken
Bir daha bu yolları aynı hevesle yürürmüyüm
Kim bilir ne bekliyor kalırmıyım ölürmüyüm
Ne malum dünya gözüyle bir daha görürmüyüm


şarkı adları ve bazı sözleri sanki yeşil siyahlı taraftarları anlatıyordu ama belkide sezen aksu'nun dediği gibi düşler ile gerçekler ayrı ayrı yaşıyordu....


Bir sezonda ilk defa bu kadar çok üzlüyoruz ama sahada ki onurdan gerek arkamızı sahaya dönüp arkası gelmez dertlerimin bestesi sölenmemekteydi.
Belki düştük,belkide yine senelerce bekleyeceğiz süper lige çıkmayı ama dün sahada onuruyla mücadele eden üzerindeki formanın hakkını verenler vardı.500 milyarı kırkpınarlarda dağıtıp ağalık alan,kupayı aldığımızda en ön safta bulunan,sanayisi ile ülkemize bakıp bir Kocaelisporuna bakmayan bu kentin havasını,suyunu kirleten bu onurlu mücadeleyi yürüten çoçukların o kutsal formalarına bir reklamı bile çok gördüler.Paralarını alamayıp aylarca tribündeki bizlerin kalbini kazanlara helal olsun.Alamadıkları paralar elbet bir gün ödenir ama hakları asla ödenemez."nasip olmaz her bir kula kutsaldır çünkü o forma" helal olsun hepinize.....

Bu sene yapılan 12500 km 16 deplasman...
ankara(3),kayseri,manisa,istanbul(4 kez),trabzon,sivas,bursa,eskişihir,antalya,denizli ve konya
çoğu maçtan geldikten sonraki muhabbetler

Boşver üzülme,
seneye tekrar çıkarsınız,
Başlıcam Kocaelisporuna senden önemli mi?
Gitme artık boşver bir takım için ve sadece 90 dakika için bunlara değer mi diyenler size sesleniyoruz iki renk için bunları yapanların sizin için neler neler yapacağını tahmin bile edemezsiniz.

Pişmanmıyız tabikide değiliz.Boşuna demedik "mesafeler ne fark eder can dayanır mı bu aşka" diye.İyiki gitmişiz iyiki ordaydık ve sizinde hayatınızda KEŞKELER az İYİKİLER çok olsun



Bu beden küme düşse de, yürek hala nağmağlup kendi evinde

Senin sevgin kalbimin en ortasında zula
Geçtim herkesi,Sen bile bunu anlamasanda


Küme mi düstük lan biz?

Guzeldi hersey en basinda. O kadar bos gecen senenin ardindan,yillardir ozlemiyle yandigimiz yere gelmistik. Gectigimiz sezonun sonunda gelen,Engin Ipekoglu'yla yola devam etmek durumunda kaldik. Hazirlik maclarinda,galip gelemiyor,Altay'a atilan 5 gol,bu takim is yapara baglaniyordu. Arkasindan yapilan,ve yapilmis transferlere bakinca; Serhat Akin,Kemal Aslan,Bulent Bolukbasi,Musa Buyuk,Serdar Kulbilge gibi isimler yillardir,Super Lig'de kafaya oynayan takimlarda boy gosteriyor,bazilari sampiyonluklar yasayip kadromuza katilmislardi. Jestrovic,Dusan, Tutoric derken,Kizilyildizin oyuncularini toplamis,Sirp ekolune burunmustuk. Yillardir,alt liglerde oynamanin burukluguyla bize herkes yaldizli gorunuyor,herkesin hazirlik maclarina onem vermemesi gerektigi konusuluyordu, sezon oncesi.. Sezon basladi,Genclerbirligi beraberligiyle.. Lig'in ustu siralarda bitirmesi muhtemel takimlardan olusan,ilk haftalar zorluyordu bizi. Haftalar puansiz gecerken,icimizde de derin bir bosluk.. Engin Ipekoglu takima kondisyon yuklememis,antreman adi altinda acma gerdirme yaptirmis olmaliydiki,takim 60.dakikada durur olmustu. Engin Ipekoglu'na Eylul ayina kadar dayanabildi Kocaelispor.. Manisa'da kaybedilen bir kupa maci sonrasi, Engin Sana Güle güle demistik. Arkasinda, futbol sahalarinda sovmen kisiligiyle on plana cikan Yilmaz Vural'la anlastik. Sagolsun kendisi,hic birsey yapmadan yaklasik 500 lira alip,bu kulupte kiricak yumurta yok diyebilen bir karaktere sahip oldugunu gosterdi. Bu arada Sirp'larda para alamadik diye,kafalarina gore kactilar. Sezon basinda,"Kocaeli,tam yasanicak kent. Kocaelispor'uda Mirkovic bize cok guzel anlatti" diyen Sirplar. Bizde adam sanmistik sezon basi,Kuzmanovicler,Mirkovicler gibi ama oyle degilmis hersey. Tabii,bu sure zarfinda taraftar her zaman takimin yanindaydi.
Takimin aleyhine bagirmiyor, itici gucu olmaya calisiyordu. Ama Istanbul BB macinda,film koptu. Sovmen Yilmaz'da takima yararli olamamisti. Sonra devre arasi geldi.. Hadi dedik,toparlansin artik nasil toparlanicaksa bu takim derken.. Gidenler gelenler, Dobro'nun teknik direktor olarak goreve baslamasi,arkasindan kovulmayla karisik,istifasi.. Derken,Erhan Altin,donemi basladi Kocaelispor'da. Yapilan genc ve nokta transferler takima cabuk uyum sagladi. Mazowa'siyla,Akeemi'yle,Taner'iyle apayri bir takimdi 2.yaridaki.. Hacettepe galibiyetiyle baslayan 2.yari moral olmustuki,arkasindan G.Birligi macindaki sacma futbol hemen arkasindan gelen,Sivas maglubiyeti,ve icerde hakemin mudahalesiyle degisen Kayserispor maci.. Yine herkes karamsardi.. Birileri haric.. Tribunden inananlar bu takimin dusmicegine inaniyordu. Galatasaray'i 5-2 maglup ettigimizde,herkes bu takim onurlu,bu takim dusmez demeye baslamisti. Nabza gore serbetciler is basindaydi.. Takim iyi gidiyordu,ama koskoca ilk yariyi 9 puanla kapatinca,toparlmak kolay degildi. Nitekimde,milli takim arasindan sonraki Ankaragucu maciyla karamsar gunler geri geldi. Her maca milat gozulye bakiyorken,Besiktas maci miladimiz oluyor,hakemin 75.dakikada verdigi penalti,belkide macin kaderiyle,Kocaelispor'un kaderiyle oynuyordu. Belki o penalti olmasaydi,ve 75 dakika direnen,Kocaelispor defansi 15 dakikayida onde tamamliyabilseydi,o moralle bugun apayri cumleler yaziyor olabilirdik.. Genclerbirligi,Kayserispor maclarinda alenen yapilan hatalardan sonra,tum Turkiye'nin onunde bir sekilde cezalandiriliyorduk. Arkasindan gelen surectedede yapilacak cok sey yoktu. Ama yinede oyuncularimiz,para almadan mucizeyi gerceklestirmek icin cok caba sarfetsede olmadi. Haftalardir iceride disarida edilen mucadeleler,artik mucizeye bagli.. Sezonun basindan beri,"Bu takim kumeye" cigirtkanliklari yapanlar,kinalariyla hasir nesir olurken.. Bu sezon,dosta dusmana taraftar boyle olur dedirten,"bu takimin ne isi var Bank Asya Liginde" diyebilen,yakin uzak demeden,isinden,gucunden,yarindan,yareninden ayrilip yollara dusen,cebindeki parayi kardesim dedigi tribun dostlariyla paylasan, gittigi her yerde iyi veya kotu buyuklugunden saygiyla karsilanan,yillardir kimsenin yapamadiklarini yapip,herkese Adamlik dersleri veren,herkese hakketigi degeri veren bu takima,taraftar gurubuna mensub oldugum icin gurur duyuyorum. Belki takim küme düstü,ama herkes biliyorki Hodri Meydan namaglup..

Perşembe, Nisan 30, 2009

Deplasman Otobüsü




yine yollardayız,bu sefer aşkımızı Konya'da haykıracağız.Yer ve zaman değişebilir ama duygular her zaman aynı.Körfezin aşkıyla Gece gündüz karda kışta yine yollardayız

Türkiye'ye bakan Kocaeli kentinin bir tek Kocaelisporuna bakamadığı bu günlerde yine cefakar taraftarı olarak takımımızın peşinden cumartesi gecesi yola çıkıyoruz.Biz bu yollarda yalnız yürüyoruz.



Yenersek ordaydım,yenilirsekte son süper lig deplasmanına gitmiştim denilebilecek türden bir deplasman.Kimilerine göre şansımız çok az deplasmanda galip gelmemiz imkansız,kimilerine göre küme düştük ama renkler için,arma için cumartesi gecesi Konya yolculuğumuzda yine uçaklara,trenlere değiştirmediğimiz deplasman otobüsündeyiz.

Pazartesi, Nisan 27, 2009

KARDEŞLİK




Herşey deprem yıllarında başlamıştı.İzmit'te 17 Ağustos'tan sonra zor duruma düşen depremzedelerden bazıları Antalya'ya yerleşmiş burada kişisel dostluklar kurmuş.ilk yarı hala sallanan Kocaeli'de maçlar deplasmanda oynanıyor ve çatıp gelen Denizli deplasmanına Antalya'dan 2 otobüs kalkıyor ve orada Kocaelispromuzu destekliyorlardı.

o yıllara dair bir fotoğraf



Her maç sonrası pekişen dostluklar büyüyerek ve takdir toplayarak dahada gelişiyor,bazende abartılıyordu.Bana görede bu hafta sonuda abartıldı puana ihtiyacı olan taraf bizdik ve antalya tribunlerinin körfez gol gol diye bağırmaları kendi topçularını kızdırsada bizi ne kadar sevdiklerinin bir göstergesiydi..Genelde depremler yıkıcı olur ama bir depremden bir kardeşlik doğdu ve en şiddetli depremin bile yıkamayacağı bir kardeşlik...Antalyalı dostlarımıza,abilerimize,kardeşlerimize selamlar olsun.Seneye Allah yine bize Antalya deplasmanı nasip etsin.Yine Kepez'de polis çevirdiğinde onlar bizim kardeşimiz sorun olmaz memur ağabey diyebilelim.

Çarşamba, Nisan 22, 2009

2 Aylik Kocaelisporlular..

22.02.2009 / 19.04.2009

Herşey Galatasaray'a Alisamiyen Stadı'nda 5 atmamızla başladı.
O gün Erhan Hoca'yı yere göğe sığdıramayanlar,
" ilk geldiğinde karamsardım amaaaaa , Erhan Hoca tam aradığımız adam "
diye kancıkca ağız değiştirenler, bugün gene aynı , 22.02.2009 tarihinden önceki nifak tohumlarını
futursuzca ortalığa saçmaya başladı.

En zor şartlarda bu klubun yükünü sırtlanan,
sıfırdan takım yaratan, ilk yarıda 2 tane ruhsuzun yapamadığını ;
tek başına yaptıran,
16 maçta 9 puan alabilmeyi becerebilen müthiş yetenekli (!)
Türkiye standartlarının üstünde futbol oynayan ,
yıldızları hiçe sayarak,
kendi takımını yaratan Erhan hoca'nın suçu ne ?
Zinko penaltı kaçırmış.?
Kaçıramaz mı ?
Dün kü maçta bir tek L.Zinko'nun penaltı kaçırması mı sırıttı yani ?

Bursaspor deplasmanında dk.90'da gol atıp 1-1 berabere kaldığımız
hele hele, Eskişehir'i burda eze eze yendiğimizde neredeydiniz
BÜYÜK KOCAELİSPOR (!) 'lular..
Hele fenerbahçe'yi kadıköy'e hapsedip ,
Efsane Körfez başlıkları atıldığında,
hasetinden çatlayan ;
Yönetim ve hoca karşıtları,
" bu takımın düşmemesini sizden çok istiyoruz ",
diye kısır döngü yapanlar ?
Ne oldu şimdi ?

hele hele,
her fırsatta İ.Saral ve S.Sipahi hayranlığı dile getirip,
kaleminin arkasına sakladığı nefret mürekkeplerini,
BASTIRA BASTIRA damlatıp,
Aslen fenerbahçe'li olup, oturduğu yerden ve
o sahte kaleminin arkasından Kocaelispor'u kurtaran,
yaptığı programda Dikdatörya havaları atıp,
herşeyi çok bilircesine konuşan,
yanlı yazılarını yazmaktan ve hala,
KOCAELİSPOR camiasının büyüklüğünü ,
sığındığı kişilerinin gölgesinde küçük gören,
SAYIN (!) kendini anlayan beyefendi (!)

Artık çok mutlusunuzdur umarım ...

İçimiz kan ağlarken,
siz en güzel sakal traşınızı olup dışarıda gezenler,
kazandığız trilyonların yeşil'lerini sayıp
siyahlarını bize bırakanlar ,
kravatlarınızın yeşil-siyah ön yüzünü gösterip,
arkasına " Bank Asya 1.Lig " yazıları yazanlar,
ve adım gibi eminim ki " biz demiştik yahu "...
havalarına yatanlar,

pardon..
açık adres alabilir miyiz?

en özel ve saklı köşelerinize yakınız lütfen..

Çarşamba, Nisan 15, 2009

Gece gunduz,karda kista..


Blog'u ihmal ettik,vizesiydi kosturmasiydi derken. Gerci yazmaya deger gorulucek birsey olsaydida yazsaydik.. 2 haftadir dolayli sekillerde hakemler sonuca tesir ediyor. Ankaragucu macinda,hakemden cok erken yedigimiz goller skora tesir etti,gectigimiz cuma gunude -her ne kadar besiktaslilar katilmasda- maci Bulent Yildirim bizden aldi,onlara verdi.. Bu durumlarda yazilicak birsey bulmak zor.. O tribunde bagiranlar kadar,o futbolcularin akittiklari terlere yazik.. Ama daha hersey bitmedi,diger rakiplerimize gore cok avantajli bir fiksture sahibiz.. Bu hafta Denizli deplasmanindan cikaricagimiz 3 puan,guzel gunlerin habercisi olabilir.. Gecen yil, son saniyeye kadar sampiyon olmamiz garanti degilken inananlar yine takimlarina inaniyorlar..

Perşembe, Nisan 09, 2009

Son Düzlük



eski güzel günlerde ki gibi yine maçtan sonra böyle manşetler attıralım

GÜLDÜRÜN YÜZÜMÜZÜ,MUTLU EDİN GÜNÜMÜZÜ

Cuma, Nisan 03, 2009

Hersey yeni basliyor..


Birileri vardi,bu takim artik dustu diyen..
Birileri vardi,bu takim geri gelemez artik diyen..
Birileri vardi,bu takim artik desteklenmez diyen..
Birileri vardi,herseyi sadece izleyen..
Birileri vardi,bu takimin pesinden artik gidilmez diyen..
Birileri vardi,takim gecen hafta 5 yedi,ne deplasmani diyen..
Birileri vardi,bizim tutkumuzu anlamayan..
Birileri vardi ki,bu renklere asik olan,bu takim dusse nolur ben yine orda olurum diye dusunen,bu takima inananlarla destek veren,olmayani olduran,olani oldurmayan,inanilmaz deplasmanlarda mucadele eden,bu takim icin tribunde bagirmayi onur sayan,en kotu gunlerde bile pesini birakmayan,dusecegine asla inanmayan,ve inadirilamayan,amatorede dusse yerine cikarilani destekliyecegine renkleri destekleyenler bilirlerki.. Hersey her hafta yeniden basliyor..
Kimsenin inanmadigini yapmaya,Ankara yolundayiz..

Çarşamba, Nisan 01, 2009

UMUT



bu haftada ufacık bir umudun ardından 350 km,yolculuğa çıkarken herkes yanına valizini alır biz ise yine umutlarımızı yanımıza alarak yola koyuluyoruz.Herhalde yanınıza 3 şey alın deseler atkı,forma ve umut diyerek yola çıkarız.


Hayat bitmedikçe var umudum
Sen benim vazgeçilmez tutkum
Amatöre düşcek olsan bile
Yine peşindeyiz Kocaelisporum


Deprem senesi Rize maçında attığımız aylar sonra ilk galibiyetimizi aldığımız maçta ki gol sevinci unutulmaz o gün herkesin gözünde bir umut vardı.Aynı umut bugün fazlasıyla bulunmakta...
Yapmıştık şaşırtmıştık,yapabiliriz şaşırtabiliriz.Hayat var oldukça umudumuz var.

Salı, Mart 31, 2009

Zor geliyor be!


Hic yuzyuze tanismadim,ama cok kez omuz omuza ayni tarafa ayni seyleri soyledigimiz bir kardesimizi kaybettik bugun. Golcuk Kostad tayfasindan,Seckin Keles kardesimiz ebedi istirahatgahina cok erken gitti. Bu genc yasinda motorsiklet kazasinda,aramizdan ayrildi. Boynunda atkisi,yapilicak yollar,izlenicek maclar,yasanicak nice guzellikler varken gitti.. Zor geliyor be,genc yasta kaybetmek.. Mekanin cennet olsun,guzel guluslu Kocaelisporlu kardesim,gittigin yerlerde bize yer tut.

Saatli kale arkası




Cumurbaşkanlığı Kupasında hani şu dümenden bir penaltıyla elimizden alınan kupa maçımız saatli kale arkasını fullemiştik.Belki bu hafta bir kupa finali değil ama ondan kat kat daha önemli bir karşılaşma için yine 19mayıs stadında saatli kale arkasında yerimizi alacağız ve yine avazımız çıktığı kadar aşkımızı haykıracağız ve biletimizde yine saatli kale arkası yazıcak...biz saatli kale arkasını ortadan ikiye bölerek körfez gol gol gol çekme ihtimalini sevdik...

Salı, Mart 24, 2009

Inanmak..

Bill Nicholson zamanın efsanevi Tottenham Hotspur manageri futbolcularına gaz vermek için ''tribunlerde sizin yerinizde olmak icin sag kolunu feda etmeye hazir binlerce insan var..cikin onlar icin oynayin'' diyerek futbolcularına gazı yüklüyormuş,bizim Erhan hoca ne diyor bende çok merak ediyorum.Herhalde tribunde ve dışarda kalıp maça giremeyen,sizin yerinizde olmak için bacağını kaburga kemiklerini bırakmak isteyen binlerce deli vardır.Çıkın formanın aşkıyla oynayın onlarda tribunde gol sevincinde kollarını,bacaklarını kırsın diyor sanırım.3-0 öne geçmişsin ve maçı koparan golu atmışsın ve buna sevinirken bile kaburga kemiğini kıran futbolcuya sahipsin ya gelde bir daha ki haftasonu bu takım için avazın çıktığı kadar bağırma....

Alnımın yazısı ne yapsam silemem ki!

Sensiz saadetler neymiş bilemem ki..

Körfezimi sevmek aşkların en güzeli

Düşünemem inan sensizliği..

Pazartesi, Mart 23, 2009

Belki...

Belki milyon dolarlık dünya yıldızı futbolcumuz yok,iki katlı-havalı bir stadımız belki hiç olmayacak,süper ligte şampiyonluk göremeyecek belki bu gözler...Ama ne olursa olsun seninle atacak bu kalpler,bu sevda yolunda geçecek seneler,aşkınla büyüyecek yeni nesiller...

Pazartesi, Mart 16, 2009

Forma'da Reklam

Bir sehir dusununki,ulkenin sanayisinin en buyuk payini omuzlasin,en cok vergi veren iller listesinde, sirket merkezleri baska bir il icin vergi verirken bile zirve ortagi olsun,ama sehrin en buyuk spor kulubune reklam bulunamasin. Bu takima sponsor olmak icin,bir zamanlar sirada olanlar bugun yoklar. Bu bir gaflettir,ihanettir. Zamaninda yaptiklarinin, bedelini bu formaya reklam vererek sempatiye cevirmeye umdular. Mesela,Ford. Otosan fabrikasi icin,Seka fidanligini satin almis,gunlerce cevreciler ve halktan tepkileri cekmisti. Sonra noldu? Ford fabrikasini yapti,istihdam sagladi,Kocaelispor'a reklam verdi. Hersey unutuldu. Ne fidanligin yok olmasini onemseyen var,nede bugun Kocaelispor'un forma reklamini. Lig A yillarindan beri,garip bir sekilde reklam almakta gucluk cekiyoruz. Etrafimiz bu kadar fabrikayla,sirketle doluyken. Bir Ford ornegide bu yildan. Koc grubu,Tupras'i aldiktan sonra, takima sponsor oldu. Tir store'da hala satilan formalarda onlarin reklamlari var. Sezon basi,Turkcell'e ve diger firmalara gore daha fazla para vedigi soylensede reklam aciklanmadi. Tamam,ortam kriz ortami. Hepimiz zorlaniyoruz belkide. Ama ikinci yaridaki Kocaelispor oyuncusu kadar olamadi hepsi. Murat Hacioglu,ortagi oldugu Sampiyon Kokorec firmasinin Eskisehir macinda formalarin uzerinde yer almasi icin para odedi. Dunya'da esi benzeri olmayan bir durumdur heralde bu. Calistiginiz,yada size gelir getirmesi gereken yerde,siz sizin paraniz odesin diye reklam veriyorsunuz.Tabii takimda boyle kenetlenme soz konusu oluncada,futbolcular Fenerbahce macindan sonra Sampiyon Kokorec sapkalariyla basinin karsisina cikarak jest yaptilar. Galatasaray macinda X Mobile,Bursa macina Kent Konut,Eskisehir macinda Sampiyon Kokarec,Fenerbahce karsisindada Papagan Kuruyemis'le reklam boslugunu doldurmya calisan yonetimde,gecen hafta Baskan Serhan Gürkan onculugunde bir basin toplantisi yapti. "Biz bittik,belediyenin verdigi para borclara gidiyor. 2000 yilindan kalma borclari oduyoruz,buna ismimizin sanli Kocaelispor oldugu icin katlaniyoruz. bu takim Serhanspor yada Gurkanspor degil. Secim meydanlarinda atkilarla,formalarla poz verenlerin bu kulube biseyler katmalari gerekir." diye ozetlemis. Bu yuzden,bu forma reklami suan bir cok acigin kapatilmasina yardimci olucaktir. Bazen sanayide yetmiyor,reklam almaya.. Sagliginizdan,cevreden vazgecmek gerekiyor sanirim. Yok mu baska fidanlik isteyen?

Pazar, Mart 15, 2009

Bir Koltuğu İki Kişi Paylaşırsa... *

Bir koltuğu iki paylaşırsa bunun adı aşk olur..Bitti denilen umutlar küllerinden doğar..



Binlerce insanımızın gözündeki hırs,umut,inanç her birimizin yüreğinde emekleyen Kocaelispor aşkının yansımasıdır.. Bir emekli maaşının 10 da birini maç biletine vererek takımını yalnız bırakmayan belki haftalık harçlığını, belki cebindeki son parasını, belki kullandığı tek telefonunu satarak abileriyle kardeşleriyle tribünde omuz omuza olmanın, takımını yalnız bırakamamanın onurunu,gururunu ve hakettiği çoşkusunu yaşayan bizler bu lige gebe kalmayı fazlasıyla hakediyoruz..Bunu sadece bizler söylemiyoruz..Sahadaki 11 aslan parçasıda söylüyor..Biz hepberaber bu şarkıyı söylüyoruz Tüm Türkiye bizi dinliyor.. İzmire gitmeden önce kepenkleri vurup Pazartesini düşünmeyen esnafımız,yine ertesi günkü vizesini finalini Kocaelispor'a bağışlamış yarınlarımız, Konyalımız,Romanlarımız herşeyimizle bunu fazlasıyla hakediyoruz.. İnanınki artık sadece bizler değil bunu Tüm Türkiye istiyor.. Duruşumuzla,armamızla,formamızla,camiamızla bu ligde kalmayı herkesten fazla hakettiğimizi Edirneden Hakkariye herkes dillendiriyor..

Şimdi bakıyoruz ki Allah utandırmıyor bizleri..Sahadaki 11 aslan giydikleri formanın hakkını sonuna kadar veriyorlar..Eski külhanbeyi yine ligin koridorunda volta atmaya başlıyor.. İstanbullar,Bursalar,Eskişehirler,Ankaralar ve daha niceleri yine önümüzde eğiliyor..Önce Ali Samiyende tarih yazdık..Ardından ebedi rekabette Bursayı 90 da susturduk..Eski dost Eskişehir'i yine en güzel bahar şarkılarıyla uğurladık..Sonra ise Saraçoğlunda üç puanı kaçırdık..Ama ne var dı biliyormusunuz? 1.haftadada 10.haftadada 20.haftadada şartlar ne olursa olsun biz hep bir koltuğu iki kişi paylaştık..Maç günlerini iple çektik..Desteğimizi asla esirgemedik..

Bugün İstanbuldada gördük ki,Takımımızın konumu bi yana Körfez İstanbula geliyor diyince herkesin bir kere oturup düşünmesi bu şehrin büyüsünden, birlikteliğinden ve beraberliğindendir..Çünkü hepimiz biliyoruzki ve inanıyoruzki bu takım bu lige elinden alınma bir şampiyonluğun hesabını sormaya geldi.. Anadoluyu diriltmeye İstanbul hegomenyasını çürütmeye geldi..Er ya da geç her hesabın karşılığı ödenir bizde..Şartlar ne olursa olsun daha şimdiden bir kaçıyla başladık işe..Ve asıl mücadelemiz bundan sonra başlıyor..Allah utandırmasın bizleri..Hepimizin kazası mübarek olsun..Yine haftaya İsmetpaşa'da bir koltuğu iki kişi paylaşmak dileğiyle..

Saygılarımla...

Ferhat Şefkatli
* Kostad Forum'dan alıntıdır.

Bugunku sonuclardan sonra umutlarimiz biraz daha artti.Onumuzdeki cok kritik 2 macin yorumunu da haftaici yapariz heralde.

GFB Hodri Meydan'i Karsilarken

Cumartesi, Mart 14, 2009

Nasip olmaz her bir kula,kutsaldır cunku o forma..

Geçen hafta bizi Eskişehir’i son dakikalarda attığı golle sevince boğan takımın peşinden bu sefer en yakın deplasman olan Kadıköy hazırlıkları erken başlamıştı. Bu sefer yeşil siyah aşkı Şükrü Saraçoğlu’nda haykıracaktık. Tabiri caizse her İstanbul deplasmanında ki gibi Yiğit kardeşimizin evine çökmüştük. Bilet parası Türkiye standartlarının üstünde olduğundan ve Bursa deplasmanında, Ceyhun kardeşime yaptıklarını unutamadığımız yabancı uyruklu bazı arkadaşlarada güzel bir dil ile bu maç için yol vermek zorunda kaldık. Beşiktaş’tan ayrılırken fenerli olmayan herkesin bize verdiği desteği arkamıza alarak atkımızla formamızla deplasman yolunu tuttuk.Stada girdiğimizde Güngören,Zeytinburnu,Çetin Emeç,Yusuf Ziya Öniş gibi stadlarda senelerce bizi maç yapmak zorunda bırakanlarında kulaklarını çınlattığımızı söyleyebiliriz. Maç başlamadan önce dışarıda titreyen bizler içerde buram buram bir sıcaklık ile karşılaştık ve hemen ilk besteyi orada patlatıverdik: "ufoyu kapatın illa 5 mi atalım" ..Ve maç başlıyordu artık eller havada bekliyorduk ve Körfezim bak işte ile maça müthiş bir başlangıç yaptık 25 000 kişinin ıslıklarını duymamak için iyice gaza geldiğimiz anda şok bir gol ile mağlup duruma düşmüştük ne yazık ki ama içimizde bir inanç bir umut vardı her zaman olduğu gibi… Çok geç değil,bundan 3 hafta önce Sami Yen’de geriden gelip maçı almış,iki hafta önce Bursa’da maçı bırakmayıp 90 da gol atıp 1 puana deliler gibi sevinmiş insanlar olarak ümit dolu gözlerle gelecek golü bekliyorduk. İlk yarının sonlarına yaklaşırken futbolcu kardeşlerimiz bizi haklı çıkarıyor ve baskıyı artırıyor Fener tribünlerine saç baş yoldurtuyordu. Arzuladığımız gol hala piyasada yoktu ne yazık ki Taner Gülleri bu sezon ilk defa ilk yarı bittiğinde 4 büyüklere gol atamamıştı ve acaba bugün o gün değil mi diye düşünüyorduk. Devre arasında arayanlar güzel oynadığımızı sesimizin televizyondan harika duyulduğunu söyleyince iyice gazı almıştık ikinci yarı başlarken ‘nasip olmaz her bir kula kutsaldır çünkü o forma’ bestesi ile senelerce unutulmayacak bir ikinci yarı başlamıştı.Feneri iyice kendi sahasına gömmüş adeta onlar liderliğe değilde biz oynuyor gibi saldırıyorduk Kadıköy'de hiç galip gelememiş sadece 4 kere beraber kalmış ve sonuncu sıradaki takımın peşinden üstelikte bilet fiyatları askeri ücretle çalışan birinin 10 da 1 kadarken omuz omuza üst üstte maç izliyorduk çektiğimiz,yaşadığımız eziyetin sonucu bu olmamalıydı.Hala tribünden sahadaki futbolcularımıza avaz avaz ortalar yapıyorduk,derken sanki 25 senedir beklediğimiz dakika gelmişti ve çılgına dönmüş bir şekilde delice seviniyorduk ve arkası Kadıköy’de ‘Hükümet düşer,enflasyon düşer,KOCAELİM babayı düşer’ sesleri arasında fenerli taraftarlar bile bu onurlu mücadelemizi ayakta alkışlıyorlardı.Kadıköy gibi zorlu bir deplasmandan 1 puan aldığımıza mı sevineceğimizi yoksa kaçan 3 puana üzüleceğimizi mi bilemeyip maçın bitiş düdüğü ile geleneksel pınarbaşını patlatıyorduk.Eş dost,hatta ve hatta beklenmediğimiz kişilerden bile tebrik mesajları geliyor alınan sonuçtan çok bu insanı mutlu ediyordu. Artık sıra kapıların açılıp evde maçı tekrar izleyip yorumların dinlenmesine gelmişti. Dışarı çıktığımızda,duran trafikte bizim staddan ayrılmamızı bekleyen sinirli araç kullanıcılarına dönüp ‘trafik durdu en büyük KÖRFEZ’ ve ‘KÖRFEZİN aşkıyla tarfik durdu’ diye bağırdığımızda yüzlerinde oluşan tebessüm bunlar şaşırmış der gibiydi.trenle gelen İzmitli kardeşlerimizi uğurladıktan sonra otobüsü ile evin yolunu tutmuştuk. Bir grup fenerlide bizim bulunduğumuz otobüse bindi bunların arasında Bayrampaşalı Sefa’da bulunuyordu bizi resmen gülmekten öldürdü. Muhabbet ederken arada bir kaç tanede beste patlatti. Özellikle,artik nefret duyduklari Aziz Yildirim ve Beşiktaş'a yaptiklari besteleri çok iyiydi. Tarihi Beşiktaş pilavcısında yemeğimizi yiyip,manavın yanından geçerken adeta siyah demişiz de bize yeşil diye haykıran muhteşem parlaklıkta ki o yeşil elmaların tadına ise diyecek bir şey bulamıyarak evin yolunu tuttuk,artık bağıracak konuşacak halimiz yoktu belki de zafer sarhoşluğu dedikleri şeyi yaşıyorduk.Ama maçın tekrarını ve LEVENT KARTOP’un yaptığı röportajı görünce sabahın üçünde bile hala bağırabiliyorduk ( ne futbol topu,ne basket topu,seviyoruz bizz LEVENT KARTOPU,LEVENTT KARTOPUU). Para almadan,taraftar desteği hariç hiçbir destek görmeden bu kulüpten kaçıp gidenlere inatla oynadıklarını formanın ağırlığını hissettiklerini bu takımı ligte tutacaklarını söyleyince adamsınız sesleri arasında alkışlar yükseliyordu. MURAT HACIOĞLU’nun ''Biz maça çıkarken bir şey beklemiyoruz ama kazanacak çok şeyimiz var bunu biliyoruz” açıklaması,kaptan Serdarın aramızda maç izlemesi bizleri yüceltmesi bir bütün olduğumuzun göstergesidir.Bu formanın gerçek hakkını verenlerin ilk yarıda takımımızda olan ruhsuzlara bir tokatıdır. Peşinatlarını,paralarını alamayanların paraları,alacakları elbet bir gün ödenir ama bu formanın ağırlığını taşıyanların,terleri ile formayı ıslatanların gerçekten savaşanların,onurlu mücadele edenlerin haklarının ödenemeyeceği kesindir. O formanın kutsal olduğunun her bir kula nasip olmadığını hak edenlerin sadece bu formaya sahip olabilceklerini gösterdikleri için hepsine tek tek teşekkür ederiz. Ve bu ligin daha bitmediğini,bazen o yunların bittiği sanıldığı yerde başladığını,hayat var oldukça her zaman umudun olduğunu unutmadan önümüzde ki hafta oynanacak ankaraspor maçını beklemekteyiz. Bir hafta sonumuz çok güzel başladı ve çokta güzel devam etti en kötü hafta sonumuzun böyle olması dileği ile… Bize bu güzellikleri yaşatan İstanbul insanlarına teşekkürler.Bir teşekkürde Genç Fenerbahçeliler'e bizi karşılayıp,çıkışta bizi bekleyip uğurlayan ve her konuda yardımcı olanlara..

Pazartesi, Mart 09, 2009

Inanc ve Intikam

Gecen haftaki Bursa macinin Pazar gunu,o kadar erken saatte olmasinin ustune hic uyumadan,sarhos bir Portekizliyle sabahin korunde ugrasmalar,ustune kacirilan otobuslerden dolayi,oyle bir deplasmani kacirmanin huznu varken icimde,bu haftaki Cumartesi Istanbul programlarindan sonra,pazar sabahi Izmit'e beraber gidicegimiz,Yigit'in aramasiyla,aci aci calan telefonun sesine uyandim. Yine armanin pesinde,kendi evimizde bile deplasman yapiyorduk.. Ama o yesil cimi gorene kadar butun yorgunluk. Eger futbolsa bu sahada oynanan bir adaleti olmaliydi. Genclerbirligi,Sivas,arkasindan malum nedenlerden Kayseri derken,karamsarliga cokenler varken icimizde,duruyorduk yillardir her cileye katlandigimiz tribunde. Inancimiz olmasaydi,dururmuyduk? Yine dururduk,saniyorum. Cunku bu herseyden farkli bir tutku. Ilk yari daha fol yok, yumurta yokken,-hatta ortada Tavukla horoz bile yokken- yillardir "kardes" dediginin arkasindan,"Korfez kumeye" diye bagirmaninda bir bedeli olmaliydi. Onlarin kendilerine gore nedenleri varsa bile,artik kendilerini dusurdukleri durumdan kurtaramazlar. Cunku,tribunde Bursa bayragi acicak kadar kuculduler mactan once. Zaten su hareketi ozetledikten sonra daha fazla Eskisehir tribunleri hakkinda yazmanin geregi yok. Mac,disaridaki inanilmaz izdahamla basladi. Dis kapidan girmek bile guctu,pike yapa yapa ilerlenen tribun yolunda,herkesin icinde umut,hirs ve inanc vardi. Bulundugumuz durumdan, yada onceki gunku mac sonuclarina ragmen kimsede bir tedirginlik yoktu.
Maca iyi basladik,direkten donen top, Adem Calik'in %99,9luk pozisyonunda topa vuramamasi,Taner'in kacirdigi pozisyonlar,arada yurekleri agizlara getiren Youla'nin yakaladigi pozisyonlar macin can alici noktalariydi. Bu arada Youla macin 90 dakikasi oyunu cirkeflestirmek adina herseyi yapti. Ara paslariya Eskisehir,etkili olmaya calisip, ileride Batuhan'la topu bulusturmak icin herseyi yapiyorlardi. Ikinci yaridada,ayni tempoda basladik maca. Dakikalar ilerledikce her pozisyonun degeride artiyordu. Butun mac boyunca,Eskisehir kalecisi inanilmaz toplari aliyor, kovusturuyorki,herkes "ulan bu kaleci nasil gol yer?" diye dusunmekten kendini alamiyordu. Bu arada Batuhan'in direkten donen topu,arkasindan yine Eskisehir'in yakaladigi,karambollerde tehlikeli oluyordu. El Saka'nin ikinci saridan kirmizi gormesi, artik tamamen yuklenicegimiz anlamina geliyordu. Ki Riza Calimbay'da Batuhan'i cikarmasiyla beraberlige fitim izlenimi uyandirdi. Akeem'in ezdigi toplar,sayisiz gol kacirma yarisina giren Taner,belkide rekor kiriyordu. Biz ise,herseye ragmen tribunde o golu bekliyorduk. Serdar'in oyuna girmesi hiz getirirken takima,Taner'imiz, bekledigimizi hic alisik olmadigimiz sekilde kafayla yapiyordu.. Tribunu dusunmek,suan bile icini titreten sekilde yayiliyordu,futbolcular tribunde,biz sahadaydik sanki. Aylardir,bekledigimiz takim inanci bu mactada sahadaydi. Son dakikalar oynanirken,sesimiz kisilircasiniza bagriyorduk,inancimizi.. Finali guzel yapmanin,ve aylardir beklenen intikamin alinmasiyla mutlu ayrilirken stadtan,aklimizda Fenerbahce macina,bilet parasi,nasil sigacagimiz konusu,ve inancimiz vardi..

Pazartesi, Mart 02, 2009

Umut...

Uzun süre düşündüm başlık hakkında..Sanırım şu günlerde en çok içli dışlı oldugumuz kelime umut..

Bi parça ekmek,biraz peynir,2 çay ince bellisinden..8 gibi çıktık evden sigaramızı yakıp,stada doğru yol alırken aklımızda 3 puan.Galatasaray macinda alınan skordan çok mücadele etmemiz yüreklendirmişti bizi..

8.30 gibi stada vardigimizda otobüslerin çoktan dolmuş oldugunu gördük.Arkadaşımızın tuttugu yer sayesinde bindik otobüsümüze,kurulduk ön koltuğa,başladık sohbete;konu tabii ki belli..2 senedir bizi matematik profesörü yapan yeşil-siyah sevda..

Bursa'ya vardigimizda,biletleri zaten otobüste almış olmanın rahatlığıyla stada girişte problem yaşamayacağımızı düşünmek büyük bir hataydı tabii ki,Kültür Parkı'ndan koruma eşliğinde bağıra çağıra stada yürürken,statta hali hazırda 300 taraftarın olacağını nereden bilebilirdik.. Biletlerin karaborsaya düşmesi-hatta onların bile bitmesi-turnikelerde yaşanacak sorunların habercisiydi zaten,sağolsun gişe görevlilerinin davranışları da buna tuz biber ekti ve stada 15.dkk girebildik.

Bursaspor kontraatak oynuyordu,Sercan'ı kaçırıp gol pozisyonları arıyordu.Emrah Kiraz'ın asistleri tribünde yüreğimizi ağzımıza getirirken,biz kara kara düşünmeye başlamıştık bile.. Çok geçmeden Bursaspor'un da aradığı gol geldi..Tadeu'nun şık kafa vuruşuyla 1-0 öne geçen Bursaspor taraftarlarını sevindiriyordu bizi hüzne sürüklerken..

Ilk yarı ev sahibi takımın üstünlüğüyle geçildikten sonra,kadro yapmaya başlamıştık tribündeki bizler.Murat Hacıoglu ve Levent Kartop'un çıkmasını bekliyorduk,öyle de oldu.Hasan Uğur ve Hamza'nın girmesiyle 2.devre başlarken,ortasahanın biraz toparlanması umuduyla kalktı yine eller havaya: "Körfezim,bak işte,Hodri Meydan her zamanki yerinde!"



Ama olmuyordu,Kral etkisizdi,ayrıca Ömer Erdogan adeta sülük gibi yapışmıştı,adım attırmıyordu.Mazowa Nsumbu'nun çabası yetmiyordu,üstüne üstlük Emrah Kiraz hatalar zincirine devam ediyordu.Bir kan gerekiyordu,o da Serdar Topraktepe'ydi tabiki.

Bursaspor'un skoru koruma amacıyla geriye yaslanması ekmeğimize biraz yağ sürdü,ileride daha rahat çoğalabiliyorduk.Serdar'ın oyuna girmesiyle gelişen ataklarda,Nsumbu defansta tedbir olarak kalırken,Hamza ve Ergün sık sık ileri çıkıp 1 puanı getirecek golü arıyorlardı...Ama beklenen gol bir türlü gelmiyordu.Taa ki o ana kadar...

Sık sık -ve çekinerek- skorborda bakan ben,yanımda bu sefer bizim gol atacağımızı söyleyen Tiko'ya -çok afedersiniz "hassssiktir lan" tarzında bir bakış fırlatırken Hasan Uğur'un ortaladığı toptan -biraz karambole de olsa- golü bulduk... Hamza bizi soyadı gibi mutlu etmişti..


Maalesef uçuşan koltuklar yüzünden gol sevincini adam gibi yaşayamayan 2 renkdaşım ambulansa doğru giderken eller üçlü için havaya kalkmıştı bile: "Yemyeşil - simsiyah şimşekler!!!"




Biraz aksiyonlu bir yolculugun ardından Izmit..Yine elimizde bir sigara,boynumuzda atkı,aklımızda Eskişehir maçı...